Küllerini yakıp yeniden doğanların hikayesi;
Kendini tüylerinden yakarak öldüren ve küllerinden yeniden doğan efsanevi bir kuşun hikayesi zümrüdüanka , simurg veya otuz kuş 1700 yıl yaşamış ve her şeyi bilen bir bilgedir. Kendi ölümünün yaklaştığını hissedince kendisine dallardan bir yuva inşa eder, bilinmeyen bir sıvıyla da bu yuvayı sıvar ardından güneş ışınları kuru dalları yakar ve bu sayede yanarak ölür… Küllerinin arasından yeniden bir Anka kuşu olarak doğar… yeniden var oluş ve diriliş….
Bilge ağacının dalları arasında yaşar ve her şeyi bilen bir bilgedir. Zümrüdü Anka bir gün ortadan kaybolur, diğer kuşlar onu arar ve Kaf Dağı’nın tepesinde görürler ancak ona ulaşmak çok zordur. Tüm kuşlar bir arada gök yüzüne doğru uçmaya başlar ama yolculuk esnasında bazıları yorulup düşer. Gittikçe sayıları azalır çünkü 7 dipsiz vadinin her biri birbirinden zordur :
Bu vadiler: 1. Nefs vadisi ( burayı cennet sanırlar zira her şey vardır zevk, sefa, eğlence vs. her şey) Birçoğu bu cennet dünyada kalırlar, yolu bırakırlar, çünkü içimizdeki hayvani benimize hitap eder burası
2. Aşk vadisi ( sislerle kaplıdır, her nesneyi kuş sanırlar bir çoğunun gözü kör olur burada ( Odesa mitindeki sirenler/ deniz kızlarının büyüsü gibi ) bazı imgeler, sesler aklımızı çeler, uyuşturur bizi hedeflerimizden, gittiğimiz yerden, varış noktamızdan alıkoymak için.
3. Cehalet vadisi ( ilginç nesneler vardır burada, amaç düşünmemek, çevrelerini önemsemeyi unuturlar kuşlar Anka’yı bile unuturlar. ) aklımızı karıştıran çok düşünce ve imgeler vardır, doğruyu yanlışı bilemeyiz. Zihnimiz ve bilinçaltımız oyun oynar çoğu zaman bizimle. İşte o zamanlarda yapmamız gereken; ruhumuza dönüp bir bakmak…
4. İnançsızlık vadisi ( her şeyin anlamını yitirdiği yerdir burası, öyle ki düşüp yaralananlara Anka’nın bile yardım edemeyeceği inancı yayılır) Bazen inancımızı kaybederiz her şeye, Tanrıya, inandığımız ideallere… Korkularımızı yenip yeniden ayağa kalkabilecek miyiz sınanırız…
5. Yalnızlık vadisi ( korku vardır burada diğer kuşları göremez olurlar, çoğu kaybolur çünkü bir arada uçtuklarını dahi unuturlar.) Yolun sonuna ulaşamama korkusu veya benlikleriyle mücadele edememe korkusu, her çeşit korku sayılabilir burada.
6. Dedikodu vadisi (fısıltılar vadisi, en arkadaki kuş Anka’nın doğarken tüylerinin yandığını söyler ve tüylerinin bir daha çıkmadığı inancı yayılır her bir kuş arasında) Bazı söylentiler olur içimizde veya dışımızda biz bir yola çıktık mı o söylentiler ve sesler bitmez. Önemli olan burada biz susturabiliyor muyuz o sesleri?
7. Benlik vadisi ( her birinin içinde değişik hisler uyanır ve gizli benlikleri ortaya çıkar.) Zira daha önce tanışmamışlardı bu benlikleriyle, bizim bilmediğimiz sayısız benliklerimiz, karakterlerimiz var. Onlar pusuda bekliyor bir avcı gibi, uygun zamanı bekliyorlar çıkmak için. Bu benliklerimiz bizi yolumuzdan döndürmek isteyecekler zamanı gelince.
Sayıları git gide azaldı ve sadece 30 kuş Kaf dağına ulaştı. Bu kuşlar her yere baktılar Anka’nın izini hiçbir yerde bulamadılar o esnada herkes hayretler içinde kendi vücutlarına bakakaldılar çünkü artık her biri birer Anka’dır. Uçtukları yollar, geçtikleri vadiler onların denemeleriydi. Bilgi, deneyim ve olgunluk vadileriydi onlar… Ve sınavları geçenler Anka oldular…