Astroloji21 Aralık’ın bize söylemek istedikleri ?

21 Aralık 2020by Merve Zümra0

 

21 Aralık neden önemli: yeni çağın başlangıcı mı? yeni bir döngü mü???

20 yılda bir yaşanan İki dev gezegenin yakınlaşması ve bir gezegen gibi parlaması anına şahit olacağız 21 Aralık gecesi. Yepyeni bir dönem başlayacak ama önce bir şeyleri yıkacak. Astroloji 20 yıllık periyotlarla bağlantılıdır, her 20 yılda bir döngü yaşanır.  2000′ lerde boğa burcunda ekonomik, politik bir düzen başladı. parasal bir şeyler değişti, tüketim çağına girdik. Hayatımızda yirmişer yıllık periyotlarda, döngülerde çok önemli değişimler oluyor. 1980′ lere bakalım neler neler oldu. Şimdi 21 Aralık gecesine gelelim: Bu çok sıra dışı ve nadiren meydana gelen bir olay çünkü iki dev gezegen turlarını farklı eğimlere sahip yörüngelerde atıyor. Jüpiter güneş etrafındaki turunu 12 yılda, Satürn 30 yılda tamamlıyor. Dolayısıyla yirmi yıllık yepyeni bir düzen yazacağız artık hatta 200 yıllık bir düzen. Çünkü ilk kez hava elementinde bir kavuşum oluyor.

21 Aralık aynı zamanda kuzey yarım küre – oğlak dönencesinde en uzun geceyi yaşadığımız tarih. Kış gün-dönümü dediğimiz bu tarih en eski zamanlardan beri kutlanıyordu. 21 Aralıktan yeni yıla kadar olan zaman çok kıymetlidir.  Artık kışın karanlığı kendini aydınlığa bırakır… En önemli doğa döngüsüdür Aralık ayı. Eski bilge ve kadim inançlarda doğa döngüleri, hem ruhsal döngülerdir  hem de fiziksel döngülerdir. Her bir döngünün unsuru Tanrı veya Tanrıça motifiyle süslenmiştir. Güneş Tanrı Eylül’de ölür daha doğrusu Toprak Annenin karnına geri döner, 21 Aralıkta ise yeniden doğduğu düşünülürdü. İşte bu doğuşun günüdür… Biz ister kabul edelim ister etmeyelim insan hayatında her şey döngü içinde gerçekleşir, bu yaradılışın kaderinde vardır. eğer bu döngüleri iyi okursak astroloji adına çoğu şeyi biliriz. Tıpkı hayatımızdaki döngüleri de iyi okuyabildiğimizde olacağı gibi.

Bu 21 aralıkta ne var diyecek olursak; yaz gün dönümünden kış gün dönümüne  kadar günler kısalır ve soğur, işte bu güneş motifi tanrının ölümünü yani gücünü kaybetmesini daha doğru ifade edersek gücünü toprağa vermesini temsil eder. Yeryüzünden en düşük konumda gözüken Güneş 21 Aralık (ve onu takiben 25 Aralık’a kadar) duraklar ve yeniden yükselmeye başlar. 1 derecelik bu yükseliş nedeniyle günler uzamaya ve ısınmaya başlar. (21 Aralık en uzun gecedir, bundan sonra geceler kısalır, günler uzar çünkü Güneş Tanrı doğmuştur ve büyümeye başlayacaktır). İşte bu yüzden “Güneş Tanrı’nın doğumu” olarak mitlerde ve eski inanışlarda geçer… Kışa girmemize rağmen umut ve neşe zamanıdır yani kış dönümleri….

 

Astroloji ile bağlantıları da vardır bu döngülerin; Mithra, İsa, Horus, Attis, Meşe Kral ve daha nice Güneşle bağlantılı tanrısal arketipin doğum günü olarak 21 Aralık (ve 25 aralık) karşımıza çıkar. Bunun bir önemli nedeni de astronomik bir döngüdür. Gökyüzüne bakacak olursak iyicil gezegen Jüpiter ve zamanın/ karmanın efendisi olan Satürn’ün Kova burcunun 0 derecesinde hizalanmasına tanıklık edeceğiz. Son 3 senedir ağır dersler aldık şimdi toparlanma zamanı. Bu iki dev gücün birleşmesiyle hem kişisel hayatlarımızda hem toplumsal alanda iyileşmeler ve şifalanmalar bizimle olacak. Yirmi senede bir gerçekleşen bu özel kavuşum kova burcunda olduğu için insanlığa, toplumsal düzene, sisteme ait ne varsa tekrar tekrar ele almamızı sağlayacak. Sistemlerin değişimine şahit olacağız. Eski kalıplar yıkılıyor yavaş yavaş, eski düşünce biçimleri bizi bir yere götürmediği için onları bırakmak zorunda kalıyoruz, sistem buna zorluyor adeta.

Değişime direnmeden yeniye açabilmeliyiz kendimizi. 2021 yılı yeniye adapte olabilme yılı. Kova çağı bize bunu öğretecek zaten bizlere uzunca yıllar içerisinde. Kısa vadede 2021 de uzun vadede 2023’teki  Plüto Kova geçişiyle de aklın, gerçek bilginin, orijinal, sıra dışı olan her şeyin önü açılacak. Kendinden olmayanı yok sayan zihniyetin çöküşüne şahitlik edeceğiz. Topluluğu içine alan her tülü yapı (dernek, sendika, vakıf) önemli kurum ve kuruluşlar yapılanma sürecine girecek. Din, dil, ırk, statü gözetmeden herkesi olduğu gibi kabul etmeyi öğreneceğiz. Yüzeysel olan her ilişki son bulacak. İnsan ilişkileri iyileşiyor ve derinleşiyor. Sağlam dostluklar, arkadaşlıklar kuruluyor olacak. Bunların hepsi yavaş yavaş olacak, bu özel kavuşum bizleri bir üst seviyeye çıkarmak için elinden geleni yapıyor olacak. Çünkü tekamülde hiçbir zaman geriye dönüş olmadı, olmayacak da…

 

 

Şimdi kova dönemine giriyoruz ama ne bu kova burcunun şifresi: kova burcunun dinamiği insanı özgürleştirmedir. Bireyselliktir, insan haklarıdır, kolektif adına çalışmaktır. Özgürlük nedir? kişinin nasıl insan olacağına karar vermesidir. Her kişi kendi kişiliğinin yaratıcısı, kendi yaşamının efendisidir. Hiçbir yaşamın belirlenmiş efendisi yoktur. İnsan olası yaşam tarzları arasında herhangi birini seçmeye muktedirdir. Her insan seçtiği yapı çerçevesinde seçtiği sınırlar içinde edinim ve etkinlikler gerçekleştirecektir. Kendi hayat serüveninin efendisi olma zamanı artık…

Gezegenlerin başlattığı bu zamansal süreç toplumsal konular üzerine felsefe ve bilimsel gözlem getirme yine en üst boyutta ve çok güçlü olarak açığa çıkaracaktır. Yani kısaca bundan sonraki süreçlerde; daha iyi yaşam koşuları, daha iyi dünya yaratma üzerine odaklanma ve bununla ilgili somut bir şeyler yapma ihtiyacı hissedeceğiz. Artık uzay çağına giriyoruz bununla beraber 20 yıllık süreçte;  transformizm, telepatik güçler, dünyanın frekansının yükselmesi, bizim üst boyutlara çıkmamız, genetik yapımızın değişmesi ile beraber de insanlık olarak nerede yer aldığımıza bakacağız…

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Bizi Takip Et